BLOG

Şehrin kalabalığı, iş yoğunluğu, virüs korkusu derken iyice bunaldık. Şöyle güzel bir hafta sonu kaçamağı hepimize iyi gelebilir. "Peki bir günlüğüne nereye gidilir?" diye düşünüyorsanız tabii ki ilk tercihimiz, kültürel zenginliği ve yemyeşil güzelliğiyle Heybeliada olmalı! Gezilecek çok yer var, yiyecekler çok lezzetli, ulaşım kolay, manzara zaten paha biçilemez, daha ne olsun?

Gününüzü dolu dolu geçirebileceğiniz, İstanbul'daki Büyükada’dan sonraki en büyük ikinci ada olan Heybeliada tüm güzelliği ile sizi bekliyor. Pek çok kültüre ev sahipliği yapan Heybeliada'nın sokaklarında bisikletle kaybolmaya hazırsanız başlayalım! Bir günlüğüne de olsa sizi stresten uzaklaştıracak, muhteşem doğasıyla ruhunuzu dinlendirecek Heybeliada'yı yakından tanıyalım.

Heybeliada’da Gezilecek Yerler

Heybeliada, İstanbul’un stresli yaşantısından uzaklaşmak için en doğru adreslerden biri. Prens Adaları’nın en yeşili olan bu adanın tarihi, İstanbul'un tarihi kadar eskiye dayanıyor. Dolayısıyla burada gezilecek çok yer var. Bu yüzden sabahın erken saatlerinde adaya gelmek, en doğru tercihlerden biri olacak.

Size önerimiz, bir bisiklet kiralayın ve tüm adayı turlamaya başlayın. Heybeliada pek çok hastalığı iyileştiren sanatoryumuyla, Bizans döneminden kalan manastırıyla ve müzeleriyle dikkat çekiyor.

Aya Yorgi Uçurum Manastırı

Bu manastırın ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmese de 16. yüzyılın sonlarına doğru inşa edildiği düşünülüyor. Üç farklı yapıdan oluşan bu manastır, uçurumun kenarında yer alıyor. Pembe renkteki tarihi yapı, yerinden dolayı, büyüleyici bir manzaraya sahip. 1882 yılında büyük bir yangın çıktığı için manastır çok hasar gördü, içindeki birçok eser yandı. Sonrasında bu eserlerin yerine modern Rus ikonaları getirildi.

Bet Yaakov Sinagogu

1940'larda Yahudi aileleri yazlarını Heybeliada’da geçiriyordu. Bu ailelerin sayısı çoğalınca adada bir ibadethane ihtiyacı ortaya çıktı. 1953 yılında Neve Şalom Vakfı bir sinagog yaptırdı. Kış döneminde nüfus çok az olduğu için sinagog, sadece hafta sonları ve dini bayramlarda açık oluyor. Yaz döneminde ise bu süre uzuyor.

Heybeliada Deniz Lisesi

Vapurla adaya doğru yaklaşırken Heybeliada Deniz Lisesi tüm görkemiyle sizi selamlar. Bu yapı neredeyse 250 yaşında! 2016 yılında lisede eğitim sona erdi. Şu anda aktif olarak kullanılmasa da Heybeliada Deniz Lisesi, tüm ihtişamıyla ada ziyaretçilerini karşılamaya devam ediyor.

İsmet İnönü’nün Evi

İsmet İnönü, 1924 yılında rahatsızlandığında kendisine istirahat etmesi önerildi. Bunun için de en uygun yer olarak Heybeliada seçildi. İnönü ailesi bu evi satın aldıktan sonra evin eşyaları Mustafa Kemal Atatürk tarafından hediye edildi. İnönü’nün evi günümüzde müze olarak sergileniyor. Günümüzde İsmet İnönü Vakfı tarafından korunan ve sergilenen ev, İsmet İnönü’nün zamanında kullandığı şekliyle ve Mustafa Kemal Atatürk’ün hediye ettiği eşyalarla birlikte ziyaretçilerini ağırlıyor.

Ayios Nikolaos Kilisesi

Bu kiliseyi ne zaman, kimin yaptığıyla ilgili net bir bilgi yok. Kilisenin dışındaki sütun sayesinde araştırmacılar bu yapının 14. yüzyılda Bizans tarafından yapılmış olabileceğini düşünüyor. Denizcileri koruduğu düşünülen ve Aziz Nikola adına yapılan bu kilise, kapalı haçı andıran bir şekle sahip.

Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi

Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar hayatının tam 32 yılını bu evde geçirdi. Müzedeki kitaplık dışındaki her şey Gürpınar’a ait ve bu eşyalar hayatının önemli bir bölümüne ışık tutuyor. Kitaplığın içindeki her eserin de orijinal olduğunu söylemeden geçmeyelim!

Süslü Mezar

Süslü Mezar; 19. yüzyıldan kalma, Büyük Britanya İmparatorluğu'nun Gemlik Konsolosu olarak görev yapan Spyridon Kanglaris'in yaptırdığı bir anıt mezar. Konsolos eşini genç yaşta Heybeliada'da kaybetti. 1868 yılında bu mezarı yaptırdı ve eşinin buraya gömülmesini sağladı. Sekiz köşeli bir yapıya sahip olan bu mezarın duvarlarında açık kemerler var. Ayrıca konsolos, eşine olan sevgisini anlatmak için mezarın girişine bir yazı yazdırdı. Kendisi de hayatını kaybettiğinde eşinin yanına defnedildi.

Heybeliada Sanatoryumu

1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle, verem gibi tedavisi uzun zaman alan hastalıkları iyileştirmek için bu sanatoryum kuruldu. Rıfat Ilgaz ve İsmet İnönü gibi tanınmış kişiler de bir dönem burada tedavi gördü. Bir zamanlar araştırma hastanesi olarak da kullanıldı. Ancak günümüzde hizmet vermiyor. Sadece 2013 yılında Kelebeğin Rüyası adlı film için bir bölümü restore edilerek çekim için kullanıma açıldı.

Ada Mutfağı

Heybeliada restoranları, konuklarına Türk ve Rum mutfaklarından birbirinden güzel yemekler servis etmeye devam ediyor. Özellikle karidesli börek ve iskorpit salatası burada çok meşhur! Heybeliada ile özdeşleşmiş olan ada ponçiğini de denemenizi tavsiye ederiz.

Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir:

• Sedef Adası'nın Hikayesi
• Kamp Ateşi Başında Dinlenebilecek Birbirinden Keyifli Şarkılar