İstanbul'un Huzur Mekanları: Geçmişten Günümüze Adalar


İstanbul'un Huzur Mekanları: Geçmişten Günümüze Adalar

İstanbul’un huzur mekânları olarak bilinen, doğasıyla ve tarihi dokusuyla büyüleyen Prens Adaları her ziyarette insanı kendine hayran bırakır. Marmara’da bulunan bu adalar binlerce yıllık tarihe sahiptirler. Tavşanadası, Sivriada, Yassıada, Sedefadası, Kınalıada, Burgazada, Heybeliada ve Büyükada olarak toplamda 9 adettirler. Roma ve Bizans medeniyetlerine ev sahipliği yapan adalar kraliçelerin, prenslerin, asillerin ve imparatorların sürgün edildikleri yerlerdir. Haydi gelin, hep birlikte geçmişten günümüze İstanbul’un huzur mekânları olan Prens Adaları’na yakından bir göz atalım.

 

Adalar, antik dönemde Halkın Adaları olarak da anılmıştır. Bizans döneminde ise manastırlara ithafen Keşişlerin Manastırı denmiştir. Bu adaların o zaman ünlenmesinin en büyük sebebi ise prenslerin, kraliçelerin ve imparatorların sürgün edilmesi ve bu adalardan dönemiyor oluşlarıdır. Bunların yanı sıra Prens Adaları’na yakın tarihlerde yazarlar da sürgün edilmiştir. Adalarda kalan bazı ünlü isimler şu şekildedir: Baltaoğlu, Süleyman Bey, İmparatoriçe Zed, İmparatoriçe İrini, Prenses Euphrosina, Keçizade Fuat Paşa. Adalar, Prens Adaları ismini ise İmparator II. Justin’in 565- 578 tarihleri arasında adaların en büyüğünde kendine bir manastır ve saray inşa ettirmesinden sonra almıştır. 

Adalara sürekli ulaşım 18. yy.’da pazar kayıkları olarak bilinen büyük kayıklarla başladı. Bu kayıklardan sonra 1846 yılında buharlı küçük vapurlar ulaşımı sağladı. 19. yy.’ın ikinci yarısında ise Şirket’i Hayriye düzenli adalar seferi yapmaya başladı. Bu seferler adayı yerleşim ve turistik açıdan geliştirdi.

 

Büyükada

5.4 km'lik bir yüz ölçümüne sahip olan Büyükada'da Aya Yorgi Kilisesi bulunmaktadır. Bu kilise Büyükada için büyük önem arz etmektedir. Birçok insan adayı nisan ve eylül aylarında ziyaret ederek dilek diler. Aya Yorgi’ye hiç konuşmadan çıkmanın dileklerin kabul olacağına işaret olduğuna inanılır.  Büyükada, Prens Adaları arasında yüz ölçümü olarak en büyük adadır. Büyükada’nın tepe noktalarında manzara mükemmeldir. Yürüyerek ve bisiklet ile gezebileceğiniz adada tarihi dokuyu ve doğayı buram buram hissedersiniz. Ayrıca Büyükada’da birçok balık restoranı ve plaj bulunmaktadır.   

 

Burgazada

Burgazada’nın ismi Büyük İskender’in eski generali Antigonos’tan gelmektedir. Antigonos’un oğlu Demetrios Poliyorkete 298 yılında Burgazada’ya babasının ismini vermiştir. İstanbul fethi ile Rumca bir kelime olan ‘’Pyrgos’’ adını alan Burgazada, zamanla ‘’Burgaz’’ olarak söylenmeye başlanmıştır. Burgazada’yı ziyaret ettiğinizde Aya Yorgi Karipi Kilisesi, Büyük Ortodoks Mabedi, Kalpazankaya mesire yeri ve Sait Faik Abasıyanık Müzesi’ni görmeyi unutmayın.

 

Heybeliada

Prens Adaları arasında en büyük ikinci ada olan Heybeliada, tartışmasız en güzel adadır. Osmanlı döneminde balık, çamlık ve otellerin çokluğu ile yazlık yer olarak kullanılan ada dört mevsim sakindir. Aya Yorgi Uçurum Manastırı, İsmet İnönü Evi, Ruhban Okulu, Değirmenburnu Mesire Yeri, Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi ve Aziz Nikola Rum Ortodoks Kilisesi, mutlaka görülmesi gerekenler arasındadır.

 

Kınalıada

Prens Adaları'nın en küçüğü ise Kınalıada'dır. Kınalıada'nın en yüksek noktasında Hıristo Manastırı yer almaktadır. Bu manastırda literatürümüzde Romen Diyojen olarak geçen Bizans İmparatoru Romanos IV. Diogenis kalmıştır. Romen Diyojen'in hikâyesi oldukça ilginçtir. 1071 yılında Selçukluları Anadolu'ya girmemeleri için durdurmak istemiş ama yapamamıştır. Kudüs'e hacı olmak için giden Diyojen, İzmir'de pusuya düşürülmüş ve gözleri oyulmuştur. Kınalıada'da kendi yaptırdığı manastıra hapsedilmiştir. Küçük ama tatlı olan Kınalıada’ya geldiyseniz ve deniz keyfi yapmak istiyorsanız Ayazma Plajı’na gitmeyi unutmayın!

 

Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir:


REZERVASYON