BLOG
- ELİTE WORLD HOTELS & RESORTS
- BLOG
- GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KINA GECESİ GELENEĞİ HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KINA GECESİ GELENEĞİ HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER
Sevincin ve hüznün bir arada yaşandığı kına gecelerinin tarihi, aslında çok eski yıllara dayanıyor. Eskiden kına geceleri farklı ritüellerle kutlanırdı; şimdilerde ise daha çok gelin adayının arkadaşlarıyla bir araya gelerek kutladığı bekarlığa veda partilerine benziyor. Çeyiziyle, kınasıyla birçok detayın düşünüldüğü düğün törenleri; birçok kültürün en önemli parçalarından biri. Kına geceleri de işte bu sürecin olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Gelin bir de geçmişten günümüze bu özel geleneği incelemeye çalışalım. İşte geçmişten günümüze kına gecesi geleneği hakkında bilmeniz gerekenler…
Kına yakma geleneğinin kökeni
İnsanların binlerce yıldır vücutlarını süs, tedavi vb. amaçlarla boyadıklarını biliyoruz. Bu boyalar her ne kadar örtülerin altında kalsa da vücut boyama aslında her dönem popüler bir davranıştı. Vücudu boyamak için en fazla tercih edilen boya ise elbette kınaydı. Çünkü kına hem kolay bulunabilen hem de oldukça ucuz olan bir doğal boya çeşididir. Peki, kına yakma âdetinin başlangıç noktası nedir?
Bu soruya cevap verebilmek ve kınanın tarih içindeki gelişimini takip etmek, asırlar boyu devam eden göçler ve kültürel kaynaşmalar sebebiyle zordur ancak paganizm döneminden kaldığı düşünülmektedir. Başlangıçta tanrılara adanan kurbanlar kına ile boyanmış; ardından yaşlı kadınlar ölüme hazır olduklarını göstermek için saçlarını kına ile boyamaya başlamışlardı. Zaman içinde kına geleneği; nişan, düğün, sünnet, askere gitme gibi olaylarda da uygulanır hale geldi. Kına, insanlar tarafından el ve ayaklara serinletici ve şifa verici etkisi nedeniyle de kullanıldı ancak hemen her kültürde ilişkilendirildiği şey evlilikti.
Osmanlı'da kına gecesi geleneği
Eskiden düğün eğlenceleri, pazartesi günü çeyizin damat evine gönderilmesiyle başlardı. Çeyiz alayının önünde ise kumaşlar, meyve ve ağaçlarla hazırlanmış çeşitli süsler bulunurdu. Salı günü gelin hamamı yapılır; ardından çarşamba gecesi kız evinde bir kına gecesi düzenlenirdi. Kına gecesinde gelin, genç kızlar ve yengeler bindallı ismi verilen kadife elbiselerden giyerlerdi ve gelinin yüzüne pullu ve kırmızı bir duvak örtülürdü. Kına tepsisi, üzerine dikilen iki mum ile birlikte damadın akrabaları tarafından kız evine getirilirdi. Misafirler geldikten sonra kayınvalide, getirdiği ipek kumaşı kendi önüne serdirirdi. Gelin ve arkadaşları, ellerine birer yanan mum alır ve dolaşarak davetlileri ziyaret ederdi. Gelin, kayınvalidenin serdiği ipek yolluk üzerinden geçerek elini öpmeye gelirdi. Misafirlere kuru yemiş, çörek, badem şekeri gibi ikramlarda bulunulurdu. Ardından kına gecesine özgü türküler söylenir ve gelin ağlatılmaya çalışılırdı. Gelinin ağlamasının bereket getireceğine inanıldığı için ağlamayan gelinler ayıplanırdı. Gelinin türkülerle ağlatılmasının üzerine gelin bir yastığa oturtulur ve kayınvalidesi avucunun ortasına kına yakarak bir altın yerleştirirdi. Gelinin bu altını uğur ve bereket getirmesi için saklaması gerekirdi. Evlenmek isteyen diğer genç kızlar da kısmetleri açılsın diye kendi ellerine kına yakarlardı.
Değişen kına geceleri
Osmanlı'dan itibaren kına gecesi geleneği de belirgin değişikliklere uğradı. Kına geceleri, düğünden bir gün önce kız evinde yapılmaya başlandı. Kına gecesine ise genelde gelinin kız arkadaşları katılır oldu. Kınanın yakılacağı gün, kız evine düğünün başladığını ifade bir bayrak asılırdı. Kına gecesine katılan misafirlere kuru yemiş ve içecek ikram edilir, gece boyunca oyunlar oynanır ve halaylar çekilirdi. Gelin istediği bir elbise giydikten sonra, kına merasimi sırasında üzerini değiştirerek bindallı giyerdi. Yine başına kırmızı bir örtü örtülürdü. Gelin ve damadın oturması için salonun ortasına yan yana sandalyeler koyulur, bu sırada kına tepsisi hazırlanırdı. Genç kızlar ellerine birer mum alarak türkü söylemeye ve ortadaki boş sandalyelerin etrafında dönmeye başlarlardı. Ardından gelin ve damat yerlerine oturur, gelin ağlatılmaya çalışılırdı. Geline de erkeğe de kına yakılır ve kalan kına da misafirlere dağıtılırdı. Ayrıca gelinin evlenmemiş bir arkadaşı kimse anlamadan gelinin başındaki örtüyü çalarsa, onun da kısa sürede evleneceğine inanılırdı.
Bugünün modern kına geceleri
Kına gecesi geleneği; günümüzde daha modern bir anlam kazanmış ve özellikle büyük şehirlerde, yerini bekarlığa veda partilerine bırakmıştır. Kına geceleri artık düğünden birkaç gün önce yapılmaya başlanmış ve daha çok eğlence mekânlarında düzenlenir olmuştur. Hatta zaman zaman SPA merkezlerinde, otellerde, barlarda bile yapılabilmektedir. Günümüzde bu eğlencelere damat ve damadın erkek arkadaşları da katılabilmektedir. Ancak tüm bu değişimlere rağmen halen gelin adayı türkülerle ağlatılmaya çalışılmakta ve eline kına yakılmaktadır.
Elite World Hotels & Resorts; şık mekânları ve eğlenceli konseptleri ile düğün gününüzde mutluluğu ve estetiği sizlere aynı tepside sunuyor. Düğün ve nikâh paketleri hakkında bilgi almak için:
Elite World Grand İstanbul Basın Ekspres Düğün
Elite World Grand İstanbul Küçükyalı Düğün
Elite World İstanbul Florya Düğün
Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir:
Farklı Kına Gecesi Konseptleri
Buharı Üstünde Geleneğimiz Gelin Hamamı
Geçmişten Günümüze Kültürden Kültüre, Nişan Geleneği Hakkında Bilinmeyenler