BLOG

BLOG

SAPANCA VE SAPANCA GÖLÜ ÇEVRESİNİN TARİHİ


Sapanca

Sapanca sahip olduğu güzellikler ile adeta İstanbul'un arka bahçesi konumundadır. Doğusunda Adapazarı, kuzeyinde Sapanca Gölü, batısında Kocaeli merkez, güneyinde ise Pamukova, Geyve ve Samanlı Dağları yer alan bu güzel ilçe hafta sonu nefes almak ve kafa dinlemek isteyenlerin uğrak noktasıdır. Gelin bu güzel ilçenin ve Sapanca Gölü çevresinin tarihine yakından bakalım.

Ayrıca; bu yazımızı da okumayı unutmayın:  İstanbul'a Yakın 2 Günlük Tatil Yerleri

M.Ö 1200’lü yıllara dayanan bir tarih

Sapanca'nın tarihi M.Ö 1200'lü yıllara dayanmaktadır. Sapanca M.Ö 1200'lü yıllarda Frigyalıların bölgeye gelmesiyle bir yerleşim yeri olarak anılmıştır. Fakat bölgenin tam anlamıyla bir yerleşim yeri olması M.S 378 yıllarında Bitinya Krallığı döneminde gerçekleşmiştir. Sapanca ismi ilk olarak 391 yılında Lazca bir kaynakta Siphonensis Lacus şeklinde geçmiştir. Doğu Roma döneminde ise Sofhange, Sofhan ve Buanes şeklinde anılmıştır.

 

Türklerin bölgeye yerleşmesi

Anadolu Selçukluları 1075 yılında bölgede bulunmuşlardır. Bu dönemde Sapanca'nın ismi Ayanköy ve Ayan şeklinde geçmektedir. Fakat Haçlı Seferleri ile bölge tekrardan Bizans hakimiyetine girmiştir. Evliya Çelebi 1640 yılında gerçekleştirdiği seyahatinde Sapanca’dan şu şekilde bahsetmiştir:

 ''Bir zamanlar İzmitli bir ihtiyar buradaki orman ve çalıları temizleyerek saban yürüttüğünden Sabancı Koca adıyla bir köy kurulur. Sonra zaman geçtikçe mamur bir hale gelerek Kanuni Sultan Süleyman zamanında kasaba olmuştur.’’

 

Rüstem Paşa’nın bölgeye katkıları

Mimar Sinan

Rüstem Paşa, Kanuni Sultan Süleyman döneminde bölgeye birçok yapı yaptırmıştır. Yaptırdığı 170 ocaklı hanın camisi, çarşısı, 100 kadar kiremit örtülü evi bulunmaktadır. Bu yapıların büyük bir kısmı Mimar Sinan eseridir.

 

Sapanca’nın Yunanlıların eline geçmesi

Sapanca Kurtuluş Savaşı döneminde Yunanlıların eline geçmiştir. Fakat 22 Haziran 1921'de düşmandan temizlenmiştir. İlçenin kurtulmasıyla birlikte bölgeye Kolordu Komutanı Kemalettin Sami Paşa'ya giderek 1922 yılında Sapanca İlkokulu'nun temellerinin atılmasını sağlamıştır. Okulun büyük bir kısmını askerler, bazı kısımlarını ise Münir Bey yaptırmıştır. Okul 1926 yılında açılmıştır. Bölgenin düşmandan temizlemesini sağlayan İsmail Hakkı Süerdem de ilçe için büyük emek vermiştir.

 

Sapanca’nın nahiye olması ve önemli misyonu

1837 yılında Adapazarı kaza merkezi olmuştur. Durum böyle olunca Sapanca buraya nahiye olarak bağlanmıştır. Eski dönemlerde Bolu- İzmit yolu Sapanca'dan geçiyordu. Kâtip Çelebi Cihannüma'da bu yol hakkında, suların kabarık olduğu zaman üzengiye çıktığı ve yolun yarım mil su içinden geçtiğinden bahsetmektedir. Bu tarif 19. yüzyılda Charles Texir tarafından da yapılmıştır. Yer yer göl kumunun üzerinden gidildiği, yer yer ise eyerin kolonlarına kadar suyun çıktığı belirtilmektedir. 1890 yılında bölgeye demir yolunun gelmesi, dar kıyıdan geçilmesini sağlamıştır. Demir yolu inşasından sonra ise kara yolu açılmış ve burası geçilmez olmuştur. Cumhuriyet döneminde karayolu, yamaçların gerisinden geçmiştir. Bu durum Sapanca'nın tarihteki ulaşım hattı görevini devam ettirmesini sağlamıştır. 1950'li yıllarda E5 Karayolu'nun gölün karşı kıyısından geçmesi, bölgenin önemini yitirmesine neden olsa da 1989 yılında Tem Otoyolu'nun ilçeden geçmesi bu önemin tekrardan kazanılmasını sağlamıştır.

 

Siz de Sapanca’ya gelmişken doğayla iç içe bir konaklama, wellness, spa ve gastronomi deneyimi yaşamak isterseniz, Elite World Grand Sapanca'da rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz. Detaylı bilgi ve rezervasyon için Elite World Grand Sapanca  adresimizi ziyaret edebilir ya da 0264 415 10 00 numaradan bize ulaşabilirsiniz.

 

Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir: