BLOG

Uzmanlar, yeni tip koronavirüs hastalığının yayılmasını engellemek için sosyal mesafeyi hatta bireysel karantinayı öneriyor. Global olarak tüm insanlığı etkileyen bu süreçte; aralıklı ya da uzun süreli izolasyon seçenekleri ile karşı karşıya kalabiliyoruz. Geleceğe yönelik endişelerin çoğaldığı bugünlerde kendinizi gergin ve kaygılı hissedebilirsiniz. Herkes bu zorlu süreci farklı deneyimliyor olsa da, kendimize ve sevdiklerimize yönelik bir tehdit ve belirsizlik karşısında hissettiğimiz endişe hepimizde aynı.

Koronavirüs salgını boyunca yaşanan endişenin dışa vurumu da kişilere göre değişiyor. Endişe, fiziksel semptomlarla ortaya çıkabileceği gibi bilişsel fonksiyonlarınızı da etkileyebilir. Aşırı stres hafızanızı olumsuz etkilerken, konsantrasyon sorunlarına ve sürekli olumsuz düşüncelere yoğunlaşarak pozitif duygulardan uzaklaşmanıza neden olabilir. Aslında bedeninizin ve zihninizin hızla değişen koşullara uyum sağlamaya çalışırken bu tarz tepkiler vermesi oldukça doğal. "Yeni normal" olarak nitelendirilen bu süreçte, kaygı ve diğer negatif duygularınızı yöneterek psikolojik dayanıklılığınızı arttırmanız mümkün. Koronavirüs salgını ile ilgili süreci yönetirken işinizi kolaylaştıran bu stratejilerden ilham alabilir, basit önlemleri günlük hayatınızda kolayca uygulayabilirsiniz.

1. Endişenizi Kabul Edin Ancak Beslemeyin

Endişe başta olmak üzere tüm duygularınızı kabul etmek, bu süreçten daha sağlıklı çıkmanıza yardımcı olabilir. Uzmanlara göre korku, endişe ve stres gibi duyguları bastırmak olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Kontrol edemediğiniz bir süreç ile ilgili telaşa kapılmak yerine enerjinizi daha verimli kullanmaya çalışabilirsiniz.

Stres döngüsünü kırmak için ihtiyaç duyduğunuz zamanı kendinize tanımaya çalışın. Dijital medya uygulamalarını kullanarak sesli kitap dinleyebilir, sanal müze turlarına katılmayı deneyebilirsiniz. Zevk aldığınız bir konu hakkında ücretsiz online eğitimlere katılabilir, yeni bir hobi sahibi olabilirsiniz. Kiler ya da kütüphanenizi gözden geçirebilir, yeniden düzenleyebilirsiniz.

2. Stres Belirtilerinizi Fark Edin

Psikolojik direncinizi arttırmak zaman ve özveri gerektirebilir. Stres belirtilerinizi fark etmek direnç kazanmanın en önemli adımlarından biridir. Kendinizi yargılamadan endişelendiğinizde tekrarladığınız davranışlarınızı gözlemleyebilir, başa çıkma becerilerinizi geliştirebilirsiniz. Tıpkı verdiğimiz tepkiler gibi başa çıkma becerilerimiz de farklılık gösterebilir.

Hemen her yaş grubunda işe yarayan yöntemlerden biri olan nefese odaklanma tekniği, kaygı düzeyinizi azaltmanıza yardımcı olabilir. Evde egzersiz ve yoga yaparak bedeninizi ve zihninizi sakinleştirebilirsiniz. Sudoku çözmek, ailenizden biri ya da yakın bir arkadaşınızla çevrim içi iskambil ya da kelime oyunu oynamak gibi seçenekleri de deneyebilirsiniz.

3. Olumsuz Düşüncelerinize Meydan Okuyun

Gelecek belirsiz olduğunda, iyimser bakış açısını korumak pek kolay olmaz. Kendinizi negatif düşüncelerle dolu hissettiğinizde, düşüncelerinizden kaçmaya çalışmayın. Düşüncelerinizle konuşarak üzerinizdeki olumsuz etkilerini azaltabilirsiniz. Negatif düşüncelerinizi yüksek sesle söyleyebilir, bir deftere not edebilirsiniz. Her bir negatif düşüncenin aklınızdan çıkmasına izin verin ve bu düşüncelerin üzerine düşünmeyin. Böylece negatif düşüncenin olumsuz etkisi giderek azalabilir.

4. Sosyal Mesafeyi Koruyun Ancak Yalnızlaşmayın

Aristo'ya göre insan sosyal bir varlık. Yani insan sadece kriz anlarında değil, hayatının her aşamasında sosyalleşmeye ihtiyaç duyar. Genç yaşlı demeden hepimiz bağ kurmak isteriz. Evlerin adeta birer ofis ve okula dönüştüğü bu günlerde "arkadaşlık" ihtiyacınızı görmezden gelmeyin. Psikolojik direncinizin emniyet supabı olan dostlarınızla sanal ortamda da olsa buluşabilirsiniz.

5. Bilinçli Farkındalık (Mindfullness) Uygulamaları ile Şu Anda Kalın

Psikolojik direncinizi zayıflatan endişe, geleceğe dair korkudan kaynaklanır. Bilinçli farkındalık odak noktanızı geleceğe değil, şu ana taşır. Duygularınızı düşüncelerinizden ayırarak olabileceklere değil, şu anda olanlara odaklanabilirsiniz.

Rutin alışkanlıklarınızdan birini seçerek bilinçli farkındalık çalışması yapabilirsiniz. Dişlerinizi fırçalarken, sabah kahvenizi yaparken ya da bulaşık yıkarken sadece yaptığınız işe odaklanmaya çalışın. Zihniniz başka düşüncelere daldığında nazikçe şu ana geri getirin. Gün içinde derin düşüncelere daldığınızda nefesinizi takip ederek zihninizi bu ana çağırın.

6. Sürekli Haber İzlemekten Vazgeçin

Başınızın üstünde kara bulutlar dolaşırken mavi ve güneşli gökyüzünü göremezsiniz. Elbette güncel kalmak ve haberleri takip etmek önemli. Ancak sürekli sosyal medyadan, televizyondan haberleri ardı ardına izlemek yerine daha bilinçli tercihler yapabilirsiniz. Dakika başı gelişmeleri kontrol etmek yerine haber kaynaklarınızı kontrol etmek için bir zaman dilimi belirleyin. Haberlerden tamamen kaçınmak, gerçeklerle aranızdaki bağı zayıflatır.

7. Bağışıklık Sisteminize Özen Gösterin

Fiziksel sağlığı desteklemek, psikolojik bakımdan da dirençli olmanızı sağlar. Bağışıklık sisteminizin zayıflaması anksiyete ve depresyona neden olabilir. Fiziksel bakımınız için dengeli beslenmeye özen göstererek bol bol su tüketmeyi ihmal etmeyin. Uzman tavsiyesiyle vitamin, mineral ve probiyotik içeren besin takviyeleri de kullanabilirsiniz. Düzenli uyku alışkanlığı ile sirkadiyen ritminizi dengede tutabilirsiniz.

Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir:

Salgın Sürecinde Çocuğunuzu Okula Götürürken Çocuğunuz ve Kendiniz İçin Almanız Gereken 6 Önlem

Salgın Sürecinde Düğüne Gideceklerin Alması Gereken 6 Önlem

Seyahat Sırasında Çocuklarımızı Salgın Hastalıklardan Korumak İçin Ne Tür Önlemler Almalıyız?

Salgın Sürecinin İş Performansınızı Etkilemesine İzin Vermeyin!

Salgın Hastalıklara Karşı Evimizde Almamız Gereken Önlemler Nelerdir?